Abura'dan veda [Bomba Haber]

Konu: Abura'dan veda [Bomba Haber] Salı Mart 03, 2009 1:19 pm

Merhabalar,
2 yıl önceki ilk duyurumdan, şimdi okuyacağınız son duyuruma kadar sizlerle, değerli İKV Camiası bireyleriyle beraber olduğumdan ötürü sonsuz bir mutluluk ve müteşekkiriyet içerisinde olduğumu bilmenizi istiyorum.

Birkaçınızın önceden bildiği, kalanlarınızında şimdi öğreneceği üzere 13 Şubat 2009 Cuma günü Mynet A.Ş.’deki son mesaimi tamamladım. Çok değerli Sobee ekibine, Mevlüt ağabeyime, Zwartan Özgür’üme, Gorgar Kürşat’ıma veda edip İKV ailesinden ayrıldım.

Ayrılış kararım ile ilgili olumsuz hiçbirşey söylemeyeceğim zira olumsuz hiçbirşey gerçekleşmedi. Profesyonelliğin getirileri arasında kimi zaman sevdiğiniz insanlardan ayrılmakta vardır. Bunu bazılarınız biliyor, bazılarınız ise öğrenecek.

Sizlere son defa “Tüm İKV Camiası bilgi ve dikkatine” demeden önce paylaşmak istediğim birkaç şey var. Umarım vakit ayırıp yazıyı sonuna kadar “dikkatlice” okursunuz.

10 yıl önce oyun sektörüne sıkı bir Ultima Online oyuncusu olarak başladığımda, EA Games’te o zamanlar oyun uzmanı şimdilerde oyun tasarımcısı olan çok değer verdiğim bir kişi; “belki ne yaptığını yada neye bulaştığını bilmeyecek kadar genç, bir o kadar da saf belki de herşeyin farkında olupta kafayı kırmak için yıllarını harcayacak bir salaksın. Umarım yıllar sonra yaptığın şeyden, harcadığın zamandan ve bulunduğun mevkii den pişman olmazsın” demişti. Bu lafı en son 2.5 yıl önce Mynet A.Ş.’de ki ilk mesaimde hatırlamıştım. Ne güzeldir ki; ne yaptığım “şeylerden”, ne harcadığım “zamandan” nede bulunduğum “mevkiiden” pişman değilim. Peki bu durum, bu lafı anlamsız/geçersiz mi kılıyor? Kesinlikle hayır.

Kesinlikle hayır noktasını açıklamam için öncelikle sizlerle karşılaştırmalı birkaç şey paylaşayım. Bir MMO oyunu nasıl yapılır? Yapılması için gereklilikler nedir gibi şeyler...

Hepiniz en az 1 kere kitap okumuş yada bir sinema filmi izlemişsinizdir. Kitap veya sinema filmlerinde anlatılan olay, belli bir giz bırakılarak en fazla 2-3 bölümde biter. Komplike olması veya kendi türünden ayrıt durabilmesi gerekir ki, bu da onu çekici ve etkileyici yapsın. Bazen çok bilindik mekanlardaki bilinmeyen hikayeler anlatılır, bazen hiç bilinmeyen mekanlardaki yabancılar. En fazla 3 bilemedin 5 kahramanı vardır. Kahramanlar kendilerini hemen belli ederler. Belli karakteristikleri vardır ve siz bu hikayeyi sadece “izlersiniz”. Şimdi şunu düşünün; bir oyun tasarımcısı veya bazen de bir oyun ekibi; öyle bir senaryo yazmak, öyle bir kurgu tasarlamak durumundadır ki; bu senaryo sonsuz olmalıdır, sınırsız kahramanı barındıracak bir yapıya sahip olmalıdır. Kimi zaman bilindik yerlerle haz vermeli kimi zaman bilinmedik diyarlara götürmeli ve buraya davet edilen insanlar, bu kurgu içerisinde senaryoyu yaşayabilmeli, ona dokunabilmelidir.

Hepiniz en az 1 kere bilgisayarınızda işletim sistemi ile gelmeyen bir program kullanmış veya en azından “bu program nasıl yazılıyor yahu” demişsinizdir. Bilgisayar programları temelde ya sektörel yada kişisel tasarlanır ve mühteviyatları bellidir. Şirketlerin hesaplarını tutmaya yarar bazıları, bazıları da kişileri birleştirmeye. Aynı anda birden fazla işi yapmaya çalışanlar ya hep problemlidir yada çok pahalı. Kullanım esasları bellidir. Örneğin şirket hesapları veya şube yönetime yönelik programlarda büyük veritabanı işlemleri yapılır, karmaşık ağ yapıları oluşturulur ama insanları birbirine bağlama veya arkadaş olma imkanı yoktur. Teknolojik altyapıları ve geliştirme planları bellidir. Şimdi birde şunu düşünün; bir MMO oyununda hem yüzbinlerce insanın envai çeşit bilgileri tutulur hem arkadaş olmaları için gerekli her türlü imkan sağlanır hem karmaşık ağ yapıları içerisinde aynı ortamı 3 boyutlu paylaşmaları sağlanır hemde “oyuncunun” istediği şekilde kullanımı için ucu sürekli açık tutulur. Kimse sizi görev yapmaya zorlamaz örneğin yada kimse sizi başka bir oyuncu ile çarpışmaya yada sürekli konuşmaya yada sürekli susmaya yada yada yada. Nasıl isterseniz o şekilde varolursunuz orda.

Hepiniz en az 1 kere alışılmışın dışında sanatsal bir aktiviteye şahit olmuşsunuzdur. Bunu ister müzik olarak algılayın ister kocaman veya küçücük farklı bir resim ister başka şeyler. Sanatsal tasarım söz konusu olduğunda ortaya çıkan eserin “kullanılabilir” veya en azından makul ölçülerde “anlaşılabilir” olması ve tüm bunların yanında kendine has özellikleri olması gerekir. Bu kendine haslık bilindikte olabilir sıradışılıkta. Limitler yoktur ama %90’ı birkaç yıl hatta birkaç ay içerisinde unutulur giderler. Şimdi tekrar tekrar düşünün; bir MMO oyununda çevre/unsur tasarımcıları öylesine tasarımlar yapmak durumundadır ki; bu tasarımlar ilk kullanıldıklarından aylar hatta yıllar sonra bile etkileyici olmalı, kimi zaman özel anlamlar içermeli, başka hiçbir benzerleri olmamalı ve genelde kurgu/senaryo içerisinde muhteviyatları olmalıdır.

Hepiniz en az 1 kere...

Hepiniz en az 1 kere MMO oyunlarında bağlantı veya “verilen sözün tutulamaması” ile karşılaşmışsınızdır. Tanrı şahidimdir ki İKV ile ilgili her türlü problemde mide ağrıları geçiriyor, her türlü aksaklıkta/gecikmede uykularım kaçıyordu. Ülkemizin henüz gelişme aşamasındaki teknolojik altyapısının olumsuz getirileri, bir türlü anlaşılamayan sponsor kılıklı tuhaf firmalar ve tüm bunların üzerine ekonomik/siyasi düzeni/ahlakı oturtulmamış dalgalanmalarının bizim gibi piyasa veya siyaset ile alakasız insanları sürekli sarsması...

Olayı İKV’ye getirdiğimiz de ise işler kelimenin tam anlamıyla çığrından çıkıyor. En az 40-50 kişi tarafından yapılacak işi 8-10 kişi ile başaran Sobee ve Türkiye’de oyun sektörü “yoktur” diye bağrışmalar arasında sanki nispet yaparcasına Sobee ekibine bu imkanı sunan Mynet. Üstelik tüm bu süreç Türkiye’de ve Türkiye koşullarında gerçekleşiyor. Siyasi ve ekonomik çalkanmalar, anlaşılmaz krizler, tuhaf kapsiler vs. varken...

Çok daha fazla detaya inip ne sizi sıkmak ne de yaklaşık 1 haftadır yazmaya çalıştığım bu yazıyı en sonunda yoluna sokabilmişken temelde söylemek istediğim şeylerden kopmak istiyorum. Sonuç itibari ile bir MMO oyununu yapmak için konularında “uzman” ve “idealist” insanları biraraya getirmeli, cidden büyük yatırımları yapmalı ve her ay neredeyse yeni bir şirket kuracak kadar parayı bu işe yatırmanız gerekiyor. Akıllıca gözükmüyor gibi ha?

Hepiniz en az 1 kere bu yazıyı okudunuz. Artık işlerin nasıl gittiği konusunda fikir sahibisiniz. İKV dünyanın en iyi MMO oyunudur demiyorum yada yapılması gereken herşeyin yapıldığı bir proje... Ama “bizim” oyunumuz. Hem yapımcısı hemde yayıncısı yapması gerekenleri biliyor. İKV’ye destek vermek ve daha iyi olmasını sağlamak tamamiyle sizlerin elinde. Tüm İKV camiasına baktığımda her ay 11.50 YTL veremeyecek kısım en fazla %10’dur ama maalesef ki şuan durum tam tersi. Problemsiz, sürekli gelişen ve büyüyen bir oyuna sahip olmak istiyorsanız yapmanız gerekenlerin başında Plus Paket satın almak geliyor. İKV’yi protesto edipte Plus Paket almadığınız zaman bindiğiniz dalı kesiyorsunuz. Sizlere hizmet sunmak isteyen Mynet ve yapmak istedikleri yüzlerce şey varken maddi imkanları yüzünden sürekli içleri kanayan Sobee ekibine en büyük desteğiniz oyununuza sahip çıkmak ve Plus Paket satın almakla başlar.

Sonrasında bulunduğunuz ortamı eviniz kabul etmek gelir. Siz evinizdeki insanlarla nasıl iletişime geçiyorsanız, onlarla nasıl eğleniyor onlarla nasıl üzülüyorsanız İKV’de de aynı şekilde davranın. Ne ben ne de yönetimden başka birisi sizleri cezalandırmak için can atmıyorduk. Hem aslında size hizmet vermemiz gereken başka şeyler varken, etkinlik ve geliştirme kontrolleri mesela, onları yapamıyoruz hemde camiamız içinden birini dışlamanın getirdikleri ile üzülüyoruz. Siz değil miydiniz buluşmalarda, fuarlarda ve forumlarınızda İKV bizim evimiz, bizim oyunumuz diyen? Bunu asla ama asla unutmayın. Burası sizin. Burası ne Mynet’in ne de Sobee’nin. Burası sizin. Siz olmadan hiçbir anlamı, hiçbir önemi yok.

Finalde; İKV’nin size ve desteğinize ihtiyacı var. Uzun ve yorucu bir yol geçirdi ve artık “buradayım” diyebilecek durumda. Sizlerin varlığı ile sağlandı bu. Şimdi desteğinize ve gerçekten yapmanız gerekenleri yapmanıza ihtiyacı var.

Yönetiminde bulunduğum son camia sizsiniz ve son olarak kalacaksınız. Hepinizi neredeyse isimlerinize kadar biliyorum ve çok mutluyum. Hepinizi çok seviyorum. 2 yıllık süre içerisinde aranızdan binlercesi ile tanışma fırsatı buldum ve bunun için Tanrı’ya müteşekkirim.

Başka bir yerde “kesinlikle” görüşmek üzere,

Tüm İKV Camiası bilgi ve dikkatine!

Özel teşekkürler;

Buğra KOÇ, Yavuz YAŞAR, N. Onur ALTAŞ: “Müdürüm”, “big-boss’um” ve “kardeşim”; 2.5 yıllık inanılmaz bir mesaiyi paylaştığımız, sürekli tartışıp en iyiyi yaptığımız ve sonsuz desteklediğiniz, güvendiğiniz için müteşekkirim. Sizlerle tanışmak ve çalışmak benim için gerçek bir şanstı ve inanılmaz bir tecrübeydi.

Mevlüt DİNÇ, N. Özgür SONER, Kürşat: “Üstad”, “sensei” ve “gargor”; Tanrı sizleri korusun, koskoca hayallerinizi sığdırabileceğiniz yüreklerle tanışma fırsatı versin. Eminim ki bir gün bu ülke sizleri anlayacak ve hak ettiğiniz değeri göreceksiniz.

Arif, Buğra, Neslihan başta olmak üzere tüm gözlemci ve MOMT ekibi: Öğrencilerim, sürekli destekçilerim ve “dostlarım”; aldığım kararlarda sürekli yanımda durduğunuz, gece gündüz, tatil-mesai dinlemeden burada olduğunuz için sonsuz teşekkürler.

Murat "Abura" YavuzKAPLAN